Bebekler doğdukları anda ya da birkaç saniye içinde ağlamaya başlar. Bu ağlama eylemi evrensel bir tepkidir. İşte iletişim de tam bu anda başlar. Bu iletişimin daha karmaşık bir yapı olan sözlü iletişime geçmesi için de bir takım anatomik ve bilişsel olgunluğa ihtiyaç duyar. Ve bu geçiş bir süreç içinde olur.
Peki, Bu Süreçler Nedir?
Sözlü döneme geçmeden önce bebeklerin kullandıkları ilk unsur göz temasıdır. Bebekler göz teması kurarak iletişimlerinin niyetini belirtir. Bebekler daha çok insan gözüne benzeyen nesnelere bakma eyleminde olsalar bile bunun yanında göz benzeri çukurlara da bakabilirler. Göz temasının desteklediği diğer bir unsur ise jestlerdir. Jestler bebeklerin ihtiyaçlarını sözlü olarak ifade edemedikleri söz öncesi dönemde yetişkinle iletişim kurmada önemli bir işleve sahiptir.
Jestler sözlü dille entegre bir sistem olarak düşünülebilir. Jestler yardımıyla çocuk masada duran suyu elleriyle göstererek isteyebilir, ne olduğunu merak ettiği bir nesneyi hem annesine hem de o nesneye bakarak öğrenmek istediğini anlatabilir. Jestler, iletişim niyetinin ortaya çıkmasıyla birlikte görülmeye başlar. Jestlerin yanında ortak dikkatte bu süreçte yer alan diğer bir etkendir. Seslerin çıkması ise vokalizasyon deniler süreç içinde açıklanır.
Vokalizasyon Nedir?
Vokalizasyon konuşmaya göre daha basit ses çıkarmadır. Vokalizasyon bebekler için çeşitli aşamalardan oluşur. Bu aşamalar şöyledir:
0-2 ay arasında daha çok öksürme, ağlama, iç çekme, hırıltı gibi sesler çıkartırlar. Bu sesler bebeğin içinde olduğu duruma otomatik verdiği tepkilerdir.
2-4 ay arasında bebekler cıvıldamaya benzeyen sesler çıkartmaya başlar. Daha çok ünlü üretimine benzeyen sesler olarak da düşünülebilir.
4-8 ay arasında ünlü üretimi veya ünsüzlere benzer sesler üretirler. Bu ay aralığında bebekler kendi seslerinin tizliğinin ve baslığının farkına varır.
8-10 ay aralığında artık bebekler babıldamaya başlar. Birbirine benzeyen sesleri peş peşe sıralar.
10-14 ay arasında ise bu babıldamalar sanki bir sözcüğe benzemeye başlar. Fakat henüz bir sözcük olarak karşılığı yoktur. Ve bu dönem içinde bebeğiniz ilk anlamlı sözcükleri üretebilir.
Bebekler ilk 18 ayda yaklaşık olarak 45-50 sözcüklü bir dağarcığa sahiptir ve bunula birlikte 200 civarında sözcüğü de anlayabilir. 2 yaşında ki bir çocuk %26-50, 3 yaşındaki bir çocuk %71-80 ve 4 yaşındaki bir çocuk ise 0 anlaşılır biçimde konuşmaya başlar.
Peki, Bebekler Konuşmaya Başlamadan Önce Duyduklarını Nasıl Algılıyorlar?
Bu süreç geçmişten günümüze kadar çeşitli teorilerle doludur. İlk başlarda bebeklerin dış dünyayı algılamada bir kaos içinde oldukları düşünülmüş fakat günümüzde bu anlayışın tam tersi yani bebeklerin kaos yerine belirli bir farkındalığa sahip olarak çevreyi gözlemledikleri ortaya konmuştur. Hatta bu farkındalık doğumdan önce yani anne karnında başladığı düşünülmektedir. Bu algılama sürecinde bebeklerin duyduklarını kategorilere bölerek, kelimelerin sonu ve başından tahminlerde bulunma gibi yöntemleri kullandıkları düşünülmektedir. Bunun yanı sıra bebeklerin doğmadan önce belirli bir bilgi sistemine sahip olduğu da düşünülmektedir.
Bebeklerin Konuşmaya Başlama Süreci Nasıldır?
Bebeklerin bu süreci 4 aşamada oluyor. Söz öncesi iletişim, sözcük öğrenme, kural öğrenme ve fonolojik farkındalık-okuryazarlıktır.
Söz öncesi iletişim: Bu süreçte kendi içinde 5 aşamada gerçekleşiyor. Bunlar sesleme, gığıldama, genişletme, düzenli mırıldanma, çeşitlendirilmiş mırıldanmadır. Kısaca bunlara bakacak olursak:
- Sesleme evresi: Ağlama, hapşırma, öksürme gibi çıkardığı seslerdir.
- Gığıldama evresi: Bu evrede artık bebeğin ağlamaları azalarak yerini cıvıldamalara benzer sesler alır.
- Genişletme evresi: Bu evrede bebek artık ses oyunları oynamaya başlar. Sesini yükseltip alçaltabildiğinin farkına varır.
- Düzenli mırıldanma: Bu evrede bebekler ba-ba, da-da gibi sesleri peş peşe söyleme başlar. Bu evrede bebeklerin hem kendi sesini duyması hem de çevredeki sesleri duyması konuşmanın gelişebilmesi için çok önemlidir. Ayrıca bu evrede anne çocuk ilişkisi de çocuk açısından çok önemlidir.
- Çeşitlendirilmiş mırıldanma: Bu evrede artık babıldamalar çeşitlenir. Karşılıklı sohbeti andıran seslemeler duyarız.
- Sözcük öğrenme: Bu dönemde sözcükler artık yavaş yavaş tutarlı hal gelmektedir. Söyleyiş örüntüleri düzenli ve daha sistematik olmaya başlar.
- Kural öğrenme: Bu evrede sözcük dağarcığı artık genişlemeye başlar. Bu evrede anlaşıla bilirlik önemli bir kriterdir.
- Fonolojik farkındalık-okuryazarlık: Bu evre 60 aylık ile başlayıp ergenliğe kadar gitmekte çocuk 5 yaşına geldiğinde ifade edici sözcük dağarcığı yaklaşık olarak 2200; alıcı sözcük dağarcığı ise 9600 kelimeden oluşmaktadır.
İşte bebeklerin kısaca doğdukları andan itibaren çevreyi algılamaları, bizimle iletişime geçmeleri ve konuşmaya başlamaları bu şekilde olmaktadır.