Mail

info@kadimmizac.com

Telefon

0552 569 60 41

Bebekler Nasıl İletişim Kurar

bebek iletişim

Bebekler doğdukları anda ya da birkaç saniye içinde ağlamaya başlar. Bu ağlama eylemi evrensel bir tepkidir. İşte iletişim de tam bu anda başlar. Bu iletişimin daha karmaşık bir yapı olan sözlü iletişime geçmesi için de bir takım anatomik ve bilişsel olgunluğa ihtiyaç duyar. Ve bu geçiş bir süreç içinde olur.

Peki, Bu Süreçler Nedir?

Sözlü döneme geçmeden önce bebeklerin kullandıkları ilk unsur göz temasıdır. Bebekler göz teması kurarak iletişimlerinin niyetini belirtir. Bebekler daha çok insan gözüne benzeyen nesnelere bakma eyleminde olsalar bile bunun yanında göz benzeri çukurlara da bakabilirler. Göz temasının desteklediği diğer bir unsur ise jestlerdir. Jestler bebeklerin ihtiyaçlarını sözlü olarak ifade edemedikleri söz öncesi dönemde yetişkinle iletişim kurmada önemli bir işleve sahiptir.

Jestler sözlü dille entegre bir sistem olarak düşünülebilir. Jestler yardımıyla çocuk masada duran suyu elleriyle göstererek isteyebilir, ne olduğunu merak ettiği bir nesneyi hem annesine hem de o nesneye bakarak öğrenmek istediğini anlatabilir. Jestler, iletişim niyetinin ortaya çıkmasıyla birlikte görülmeye başlar. Jestlerin yanında ortak dikkatte bu süreçte yer alan diğer bir etkendir. Seslerin çıkması ise vokalizasyon deniler süreç içinde açıklanır.

Vokalizasyon Nedir?

Vokalizasyon konuşmaya göre daha basit ses çıkarmadır. Vokalizasyon bebekler için çeşitli aşamalardan oluşur. Bu aşamalar şöyledir:

0-2 ay arasında daha çok öksürme, ağlama, iç çekme, hırıltı gibi sesler çıkartırlar. Bu sesler bebeğin içinde olduğu duruma otomatik verdiği tepkilerdir.

2-4 ay arasında bebekler cıvıldamaya benzeyen sesler çıkartmaya başlar. Daha çok ünlü üretimine benzeyen sesler olarak da düşünülebilir.

4-8 ay arasında ünlü üretimi veya ünsüzlere benzer sesler üretirler. Bu ay aralığında bebekler kendi seslerinin tizliğinin ve baslığının farkına varır.

8-10 ay aralığında artık bebekler babıldamaya başlar. Birbirine benzeyen sesleri peş peşe sıralar.

10-14 ay arasında ise bu babıldamalar sanki bir sözcüğe benzemeye başlar. Fakat henüz bir sözcük olarak karşılığı yoktur. Ve bu dönem içinde bebeğiniz ilk anlamlı sözcükleri üretebilir.

Bebekler ilk 18 ayda yaklaşık olarak 45-50 sözcüklü bir dağarcığa sahiptir ve bunula birlikte 200 civarında sözcüğü de anlayabilir. 2 yaşında ki bir çocuk %26-50, 3 yaşındaki bir çocuk %71-80 ve 4 yaşındaki bir çocuk ise 0 anlaşılır biçimde konuşmaya başlar.

Peki, Bebekler Konuşmaya Başlamadan Önce Duyduklarını Nasıl Algılıyorlar?

Bu süreç geçmişten günümüze kadar çeşitli teorilerle doludur. İlk başlarda bebeklerin dış dünyayı algılamada bir kaos içinde oldukları düşünülmüş fakat günümüzde bu anlayışın tam tersi yani bebeklerin kaos yerine belirli bir farkındalığa sahip olarak çevreyi gözlemledikleri ortaya konmuştur. Hatta bu farkındalık doğumdan önce yani anne karnında başladığı düşünülmektedir. Bu algılama sürecinde bebeklerin duyduklarını kategorilere bölerek, kelimelerin sonu ve başından tahminlerde bulunma gibi yöntemleri kullandıkları düşünülmektedir. Bunun yanı sıra bebeklerin doğmadan önce belirli bir bilgi sistemine sahip olduğu da düşünülmektedir.

Bebeklerin Konuşmaya Başlama Süreci Nasıldır?

Bebeklerin bu süreci 4 aşamada oluyor. Söz öncesi iletişim, sözcük öğrenme, kural öğrenme ve fonolojik farkındalık-okuryazarlıktır.

Söz öncesi iletişim: Bu süreçte kendi içinde 5 aşamada gerçekleşiyor. Bunlar sesleme, gığıldama, genişletme, düzenli mırıldanma, çeşitlendirilmiş mırıldanmadır. Kısaca bunlara bakacak olursak:

  • Sesleme evresi: Ağlama, hapşırma, öksürme gibi çıkardığı seslerdir.
  • Gığıldama evresi: Bu evrede artık bebeğin ağlamaları azalarak yerini cıvıldamalara benzer sesler alır.
  • Genişletme evresi: Bu evrede bebek artık ses oyunları oynamaya başlar. Sesini yükseltip alçaltabildiğinin farkına varır.
  • Düzenli mırıldanma: Bu evrede bebekler ba-ba, da-da gibi sesleri peş peşe söyleme başlar. Bu evrede bebeklerin hem kendi sesini duyması hem de çevredeki sesleri duyması konuşmanın gelişebilmesi için çok önemlidir. Ayrıca bu evrede anne çocuk ilişkisi de çocuk açısından çok önemlidir.
  • Çeşitlendirilmiş mırıldanma: Bu evrede artık babıldamalar çeşitlenir. Karşılıklı sohbeti andıran seslemeler duyarız.
  • Sözcük öğrenme: Bu dönemde sözcükler artık yavaş yavaş tutarlı hal gelmektedir. Söyleyiş örüntüleri düzenli ve daha sistematik olmaya başlar.
  • Kural öğrenme: Bu evrede sözcük dağarcığı artık genişlemeye başlar. Bu evrede anlaşıla bilirlik önemli bir kriterdir.
  • Fonolojik farkındalık-okuryazarlık: Bu evre 60 aylık ile başlayıp ergenliğe kadar gitmekte çocuk 5 yaşına geldiğinde ifade edici sözcük dağarcığı yaklaşık olarak 2200; alıcı sözcük dağarcığı ise 9600 kelimeden oluşmaktadır.

İşte bebeklerin kısaca doğdukları andan itibaren çevreyi algılamaları, bizimle iletişime geçmeleri ve konuşmaya başlamaları bu şekilde olmaktadır.

Çocuklarda Psikolojik Sağlamlık Nasıl Sağlanır?

Çocuklarda Psikolojik Sağlamlık nasıl sağlanır?

Psikolojik sağlamlık, kişinin olumsuz olaylara maruz kaldığında(afetler, salgın hastalıklar, terör olayları, ebeveyn kaybetme, ilişkilerde yaşadığı çatışmalar gibi) bunlarla baş edebilme ve mevcut duruma uyum sağlayabilme becerisidir. Bu durum çocuklukta ve yetişkinlikte olmak üzere iki şekilde sağlanır. Çocuğun 0-6 yaş döneminde anne babasından yeterli ilgiyi görememiş olması, öz bakımlarının ihmal edilmiş olması, ebeveynlerin tutarlı olmaması, çocuğa fikirlerinin sorulmaması, anne babanın sürekli çatışma halinde olması, fazla koruyucu ebeveyn tutumları psikolojik sağlamlığı zayıflatan durumlardır. Bunların dışında anne babanın psikolojik sağlamlığının zayıf veya yüksek olması, çocuğun öğretmenlerinin davranış şekilleri ve arkadaş ortamı da etkilidir. Çocuklukta bunu başaramamış bireyler yetişkinlikte problemlerle sağlıklı bir şekilde baş etmeyi kitap okuyarak, eğitici filmler, videolar izleyerek, kısacası kendini bir şekilde geliştirerek öğrenebilirler veya danışmanlık yardımıyla bunu çözebilir.

Psikolojik Sağlamlığı Zayıf Bireyler

Psikolojik sağlamlığı zayıf bireyler olumsuz durumlarla karşılaştıklarında karşı tarafı suçlamaya meyillidir ve etrafındakileri değiştirmeye çalışırlar. “Beni bu hale sen getirdin, sizin yüzünüzden bu haldeyim” şeklinde kendini olaylardan soyutlayarak karşı tarafa yüklenirler.

Psikolojik Sağlamlığı Yüksek Bireyler

Psikolojik sağlamlığı yüksek olan bireyler hem başkalarına kendini iyi hissettirir hem de başka insanlardan yardım istemekten çekinmezler. Psikolojik sağlamlığı yüksek bireyler yetiştirmek anne babanın psikolojik sağlamlığının yüksek olmasıyla, çocuklarına rehberlik edebilmeleriyle ve bunu yaparken de fazla kontrolcü olmamalarıyla mümkündür.

Çocuk Ve Mahremiyet

çocuklarda mahremiyet eğitimi

Mahremiyet eğitimi çocuğun kendi benliğini, özünü keşfetmesi, ruhsal ve bedensel açıdan kendinin ve diğer insanların özelinin farkına varması, kendi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar çizmesi, hem vücudunu hem de duygularını koruyabilmesi ve istemediği her dokunuş ve talebe hayır diyebilme özgürlüğüne sahip olmasıdır. Mahremiyet eğitimini sadece “cinsel eğitim” olarak algılamak büyük yanılgıdır. Bu eğitimi çocuklarınıza verirken “bedenin, duyguların, istediklerin ve istemediklerin sana aiittir. Sen izin vermedikçe bunlara hiç kimse müdahale edemez.” temeli ile yaklaşmak gerekir. Mahremiyet sadece kendini karşı cinsten korumak ile değil, her kim olursa olsun istemediğin bir davranışa “hayır” diyebilmekle gelişim gösterir.

Mahremiyet Eğitimini Alan Çocuklar

Bu eğitimi alan çocuklar kendi özel alanlarını bilir, bu alanı korur ve başkalarının özel alanlarına da saygı gösterir. Bu nedenle en temelde çocuğun, kendi bedenini ve duygularını tanıması, keşfetmesi ile mahremiyetin ilk adımı atılır. Mahremiyet algısı tuvalet eğitiminin başlamasıyla birlikte oluşur ve 3 yaşından itibaren tamamen bu eğitim çocuğa verilebilir.

Neden Bu Eğitim Üç Yaş Ve Üzerindeki Çocuklara Verilmelidir?

Çocuklar bu dönemde “Ben kimim?” sorusunun cevabını arar. Çocuk artık cinsiyetine uygun eşyalara ve durumlara yönelmeye başlar. Bu dönem bir “yeniden doğuş ve keşfetme” dönemidir. En kritik dönemlerden biridir.

Çocuklarımıza Nasıl Mahremiyet Eğitimi Vermeliyiz?

Çocuklarımıza her iki cinsin beden bölgelerini sade ve sadece bilimsel isimleriyle öğretmeliyiz. Çocuklarınızın cinsel organlarına farklı isimler takmanız, kendi bedenlerini tanımalarına engel olur. Nasıl bir insanda göz, kulak, bacak varsa penis ve vajina da vardır. Mahremiyet eğitimi ayıplayarak, korkutarak, endişeyle kızarak, bağırarak verilecek bir eğitim değildir. Özellikle tuvalet eğitiminde bez/üst-baş değişimindeki yüz ifadeleriniz, tavırlarınız çok önemlidir. Asla ve asla çocuklarınızın bedenine dokunurken bıkkın, tiksinmiş tavırlar takınmamalıdır. Mahremiyet eğitimi sadece anne tarafından değil anne-baba tarafından verilmesi gereken bir eğitimdir. Baba bu eğitimde devre dışı bırakılmamalıdır. Çocuk Danışmanlığı ile bu eğitime destek verebilirsiniz.

Ebeveynlerin Sık Yaptığı Hatalar

Ebeveynlerin Sık Yaptığı Hatalar

Her ebeveyn mükemmel olmak ister. Ancak bazı noktaları gözden kaçırarak ebeveynlerin yaptığı hatalar arasında bulunan bazı hataları yapmış olabilirsiniz. Özellikle çocuğun kişiliğinin geliştiği yaş ilkokuldur. Bu süre zarfında çocuklar hem ebeveynlerinden hem de sosyal çevrelerinden belirli davranışları öğrenirler. Çoğu çocukluk travması bu yaşta ortaya çıkar. Bu nedenle anne babaların çocuk yetiştirirken dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Çocuklar geçmişte büyüdükçe, onlar üzerinde bir miktar etkisi olabilir. Bundan dolayı bazı hatalardan kaçınmak gerekir.

Çocuğun Fikirlerine Saygı Duymamak

Ebeveynler saygı görmeyi bekler, ancak çoğu zaman çocuklarına saygı duymayı unuturlar. Bu açıdan çocuğunuz ile kibar bir dil kullanarak konuşmanız, dinlemeniz ve anlamaya çalışmanız gerekir. Sesini yükseltmek veya kaba bir konuşma yapmak en yaygın hatalardan biridir.

Çocukların Güvenini Sarsmak

Özellikle çocuklar için özgüveni kaybetmek çok kolaydır. Ebeveynler kontrolü kaybedip çocuklarını tehdit ettiğinde ise güven sarsılır. Bu, ebeveyn ve çocuk arasındaki duygusal kafayı incitebilir ve onları huzursuz edebilir. Çocukları sadece ebeveynleri için değil, çevrelerindekiler için de korkutmak, onların gelecekte güven sorunları yaşamalarına neden olur.

Başkalarının Önünde Cezalandırmak

Bazen anne babalar çocuklarına kızar, bağırır ve hatta çocuklarını cezalandırır. Bu görünüşte normal davranışlar başkalarının önünde gerçekleştiğinde çocuklara kalıcı zararlar verir. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren başkalarının fikirlerine önem verirler ve kalabalık bir ortamda cezalandırıldıklarında özgüven sorunları yaşarlar. Böyle bir durumda çocuk danışmanlığı yapılarak bu özgüven sorunu ortadan kalkabilir.

Çocuğa Seçim Hakkı Vermemek

Ebeveynlerin sık yaptığı hatalar arasında çocuklara seçim hakkı vermemek de yer alır. Ebeveynlerin yaptığı en yaygın hatalardan biri, çocuklarına başka seçenek bırakmamak ve onların fikirlerini kabul etmektir. Çocukların erken yaşlardan itibaren seçim yapmaları gerekir. Seçenek ile ebeveyn bir çerçeve çizebilir. Ancak, çocukların seçme hakkına ihtiyaçları vardır. Bu şekilde, seçiminin sonuçlarını deneyimlemeyi öğrenir.

İlgisiz Olmak

Ebeveynlerin çocuk yetiştirirken yaptığı bir diğer hata da ilgisizliktir. Bazı anne babalar çocuklarını şımartmamak için kayıtsız kalırken bazıları da onların kayıtsızlığının farkında değildir. Bir ebeveyni taklit etmeye başlayan ve bir kişilik oluşturmaya başlayan bir çocuk, sevilmezse ve düşünceleri duyulmazsa etrafındaki herkes gibi davranabilir. Bu, kayıtsız ebeveynlerin çocuklarının başkalarına güvenmelerini, arkadaş edinmelerini ve daha sonraki yaşlarda çocuklarını büyütmelerini zorlaştırabilir.

Kötü Alışkanlıklar

Ebeveynler çocukları için rol modeldir. Bu nedenle kötü alışkanlıklarına özellikle dikkat etmeleri gerekir. Örneğin, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıkları olan ebeveynlerin çocuklarında bu alışkanlıkların geliştirileceğine inanılır. Düzenli egzersiz yapan ve sağlıklı bir yaşam tarzı sürdüren ebeveynler ve çocuklar aynı yoldadır. Günümüz sorunlarından biri olan obezite ile anne babaların beslenmelerini gözden geçirmeleri önemlidir.

Sınır Koymamak

Ebeveyn hataları arasında sınır koymamak da vardır. Bazı ebeveynlerin hiçbir kuralı veya kısıtlaması yoktur. Özgürlük adına çocuk istediğini yapar. Anne babanın evde yetkisi yoktur. Bazı ebeveynlerin ise çok katı kuralları vardır ve kısıtlamalar koyar. Genellikle koydukları kurallar ise çocuğun yaşına uymaz. Bunun sonucunda, çocuğun duygusal gelişimi uygun şekilde belirlenmemiş dar sınırlarla bozulur.

Çocuklarda Tuvalet Eğitimine Ne Zaman Başlanılmalıdır?

Çocuklarda Tuvalet Eğitimine Ne Zaman Başlanılmalıdır?

Çocuklarda tuvalet eğitimi, çocukların gelişiminde çok önemli bir yere sahiptir. Bu eğitim kendini geliştirmeyi etkiler. Ancak ne zaman eğitime başlayacaklarına karar veremezler. Bu durum tuvalet eğitimini uzatır ve çocuğun kişiliğini olumsuz bir şekilde etkiler. Genel olarak, 18 ila 24 aylık çocukların çoğu tuvalet eğitimine hazırdır. Ancak bu, bu yaştaki tüm çocukların lazımlık eğitimine hazır olduğu anlamına gelmez. Bu aylardan önce ve sonra eğitime hazır çocuklar da olabilir. Tuvalet eğitimi yapabilmek için çocuğun gerekli kasları geliştirmesi ve zihinsel olarak bu duruma hazırlıklı olması gerekir. Bu açıdan bakıldığında çocuğunuzun yaşına göre yönlendirilmek zorunda değilsiniz ancak tuvalet eğitimine hazır olup olmadığınızı gösteren işaretleri takip etmelisiniz.

Çocukların Tuvalet Eğitimine Hazır Olduğunu Gösteren Belirtiler

Çocuklarda tuvalet eğitimi nasıl verilir sorusu için ilk olarak belirtilerin gözlemlenmiş olması gerekir. Tuvalet eğitimine başlamadan önce çocuğun hazır olduğuna dair işaretlerin değerlendirilmesi önemlidir. Hazırlıksız çocukların başarısız olma olasılığı daha yüksektir. Ebeveynler, çocuklarına yoğun bir ilgi duyuyorsa, bu semptomları gözlemlemiş olabilirler. Bu açıdan çocuğun hazır olduğuna dair fiziksel, zihinsel ve ruhsal belirtiler vardır. Bu belirtiler ise aşağıdaki şekildedir:

  • Kuru olarak uyanmak
  • 2 saatten uzun kuru kalmak
  • Her gün aynı saatte tuvalete gitmek
  • Sıkıştığını ifade edebilme
  • Islak bez sayısının azalması
  • Ebeveynleri taklit etmeye istekli olma
  • Ebeveynleri memnun etmeye istekli olma
  • Islak bezlere katlanamama
  • Tuvalette 5-10 dakika oturmaya istekli olma

Ebeveynlerin çocuklarını tuvaleti kullanacak şekilde yetiştirmeye hazırlanmaları gerekir. Ayrıca ailenin doğru zamanı anlaması ve çocuğun hazır olduğunu kabul etmesi de önemlidir.

Çocuklarda Tuvalet Eğitimini Nasıl Verilir?

Çocuklarda tuvalet eğitimi ne zaman başlar sorusu kadar önemli olan bir diğer soru da eğitimin nasıl verileceğidir. Bu açıdan lazımlık her zaman tuvalette tutulmalıdır. Aslında, tuvalet çocukların ulaşabileceği bir yerde olmalıdır. Çocuklar her zaman tuvaleti kullanmaya alışmalıdır. Genel olarak yemek yedikten sonra çocukların lazımlığı kullanmasını benimsetmek önemlidir. Bunun nedeni, gıda sindiriminin başlamasının tuvalete gitme dürtüsüne yol açmasıdır. İlginç kitaplar ve oyuncaklar da çocukları tuvaleti kullanmaya motive eder. Ayrıca çocuğunuz bezini her gün aynı saatte pisletiyorsa bu saatleri belirlemeli ve çocukların bu saatlerde tuvalete gitmesini benimsetmelisiniz. Zamanla çocuklar tuvalet eğitiminde en çok istenen davranış olan tuvaleti kullanmak isteyeceklerdir. Çocuğunuz bezini kirletmiyorsa ve ebeveynleri bilgilendirdikten sonra tuvaleti kullanıyorsa, övgü ve en sevdiği oyuncakları ile onu teşvik edebilirsiniz. Ancak bazı girişimler başarısız olabilir. Çocuklar tuvaletin dışında da tuvaletlerini yapabilir. Bu gibi durumlarda, çocuk azarlanmamalı veya üzülmemelidir. Aksine bir dahaki sefere başarılı olacağını önermek onu olumlu yönde motive edecektir. Her başarılı girişim için çocuk ödüllendirilmelidir. Bu ödüller, çocuğunuzun sevdiği oyuncaklar, meyveler veya yiyecekler olabilir. Ayrıca bu süreçte bir psikologdan yardım alınabilir.

Çocuk Psikoloğu Nedir?

Çocuk Psikoloğu Nedir?

Çocuk psikoloğu nedir sorusu çocuklarda ve ergenlerde ruhsal hastalıklara yönelik teşhis ve tedaviler geliştiren kişi olarak cevaplanabilir. Çocuk psikologları, psikoloji alanında eğitim almış kişilerdir. Duygusal ve zihinsel sağlık için tedaviler geliştirir. Çocuk psikologları, normal psikologların aksine çocuklarını doğrudan tedavi eder. Çocukların psikolojik gelişimini kontrol eder ve psikolojilerini analiz eder. Aynı zamanda hem fizyolojik hem de psikolojik olarak çocuğun ihtiyaçlarını karşılar. Bunun için bir tedaviye karar verir, ihtiyacı olan tedaviyi inceler ve ailesi ile paylaşır. Çocuk danışmanı ruh sağlığını iyileştirmede çok önemlidir. Bir çocuk psikoloğunun belirli bir rolü vardır. Bu açıdan anne ve çocuk arasındaki ilişkiyi inceler. Bunun yanı sıra okul uyumsuzluklarını fark eder ve bu amaçla aile ile iletişim halinde kalır. Ebeveynlik üzerine çalışma yapmasının yanı sıra gelişimsel yetersizlikler hakkında karar verir.

Çocuk Psikoloğuna Neden Gidilir?

Çocuk psikoloğu, çocukların psikolojik ihtiyaçlarını değerlendirir. Aile geçişleri, boşanmalar, okul değişiklikleri ve keder gibi sosyal sorunlarla başa çıkmada çocukları destekler. Çocuğunun psikoloğundan yardım için başvuran çocuklar çeşitli nedenlerle gelmektedir. Çocuğa psikolojik destek sağlama sürecinde çocuğun yaşı, gelişim zamanı, çocuğun kişilik özellikleri, anne ve babanın tutumu, ailenin değer yargısı da belirleyici olabilmektedir. Bilinçli anne babalar gebelik sonrası psikoeğitim desteği alırlar. Bu açıdan çocuklarını tedavi ve korunma için psikologlara gitmeleri gereken konularda uzman görüşü alarak eğitirler. Bazen ebeveynlerin çocuklarının yaşının bazı özelliklerini bilmelerine de yardımcı olabilir. Karşılaşılan sorunların anne baba tutumları düzenlenerek giderilebilecek davranış sorunları olduğu söylenebilir. Sorunlar zamanla kalıcı hale gelir ve kendi başınıza çözülmeyebilir. Çocuğunuzun psikoloğuna danışarak sorunun sebebini, sorunun devam etmesine neden olan faktörleri ve çözümünü öğrenebilirsiniz.

Çocuk Psikologlarının Kullandığı Tedaviler

Çocuk psikologları genellikle, çoğu yetişkinlerde kullanılanlara benzer çeşitli tedaviler kullanır. Bilişsel davranışçı terapi gibi terapi genellikle popüler bir tedavidir. Bu tür bir tedavi genellikle çocuğun sorunu sağlıklı ve verimli bir şekilde çözmesine yardımcı olmayı içerir. Bununla birlikte, çocuğun genellikle yetişkinlerden farklı ihtiyaçları vardır ve çocuk psikologlarının tedavilerinin bu ihtiyaçları karşılaması gerekir. Örneğin, bir çocuk kolayca sıkılabilir, bu da geleneksel tedavi seçeneklerini biraz daha zorlaştırır. Bu engelin üstesinden gelmek için, çocuk psikoloğunun çocuk ile mümkün olduğu kadar çok oyuncu ve eğlenceli etkileşime sahip olması gerekir. Birçok çocuk psikoloğu, çocuklara boyama kitapları ve oyuncaklar gibi eğlenceli aktiviteler sunar. Bu etkinliklerin çoğu oyun terapisi sırasında kullanılır. Oyun terapisinin amacı, çocukların bilişsel ve sosyal becerilerini, duygularını ve düşüncelerini şakacı bir şekilde ortaya koymalarını sağlamaktır. Bu sırada oyun terapisti de onunla birlikte çocukların oyun dünyasına girer ve çocuk oyunlarının dilini konuşur. Tedavi sürecinin sonunda çocukların duygusal sorunları aşmaları ve sağlıklı gelişimlerini sağlamaları gerekmektedir. Bu açıdan çocuk psikoloğu önemi oldukça büyüktür.

Çocuklarda Teknoloji Bağımlılığı Nedir? Tedavi Edilebilir Mi?

Çocuklarda Teknoloji Bağımlılığı Nedir? Tedavi Edilebilir Mi?

Çocuklarda teknoloji bağımlılığı, internette geçirilen zamanın kontrolsüz ve internetten uzak olduğu durumlarda morbiditeye neden olmasıdır. Teknoloji, her yaştan insan için birçok faydası olan çok çekici ve yaşamı iyileştiren bir alandır. Ancak fazlası çocuklarda teknoloji bağımlılığına neden olabilir. Çocuklar için çizgi film, bilgisayar oyunları ve internet kullanımı gibi aktiviteler, oldukça eğlencelidir. Ancak teknolojinin bu olumlu yanı, ebeveynin sınırları belirlemesi durumunda olumsuz bir yana dönüşür. Çocukların internet kullanımında herhangi bir kısıtlama olmadığı zaman teknoloji bağımlılığı sorunu ile karşı karşıya kalmanız mümkündür. Bunu akılda tutarak, çocukların teknoloji bağımlılığı yaşamasını önlemek için sınırlar koymak önemlidir. Bu aşamada ise aile bireylerine düşen bazı görevler vardır. Buna ek olarak çocukların teknoloji bağımlılığı üst düzey profesyoneller tarafından da yönetilebilir. Bu sayede sürecin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesi mümkündür.

Teknoloji Bağımlılığı Nedenleri

Çocuklarda teknoloji bağımlılığı nedenleri daha çok aile ile ilgilidir. İnternet ve teknoloji ile doğan çocukların daha başarılı olacağı oldukça yanlış bir kanıdır. Ebeveynler, tabletlerde ve cep telefonlarında çeşitli web sitelerinde video izleyen ve oyun oynayan çocukları dahi olarak görmektedir. Ancak bu, bazı motor becerileri gelişmiş, cep telefonu veya tablet tutma gelişimini tamamlamış ve gördüklerini tekrar etme becerisine sahip her çocuğun yapabileceği bir eylemdir. Bu nedenle bu durumun zeka ile ilgili olduğu fikrinden vazgeçilmeli ve araştırmaların gelişim aşamasında çocukların teknolojiye bağımlı olmasını engellemeye odaklanılmalıdır. Aileler için her zaman sakin ve evi dağıtmayan bir çocuğa sahip olmak daha iyi görünür. Ancak özellikle 2 yaşında bir çocuğun yürümesi, konuşması ve sosyal çevrelerle ilişki kurmayı öğrenmesi gerekir. Bu nedenle ailelerin çocuklarının gelişimini desteklemeleri ve sağlıklı büyümelerini sağlamaları gerekmektedir. Bu aşamada çocukların konuşmayı öğrenmesi, oyunlar aracılığıyla motor becerilerinin desteklenmesi ve eğitici oyunlar aracılığıyla entelektüel becerileri kazanabilmesi gerekir.

Çocuklarda Teknoloji Bağımlılığı Nasıl Tedavi Edilir?

Çocuklarda teknoloji bağımlılığının önlenmesi aile etkisi ile mümkündür. İnterneti güvenli kullanmayı ve teknolojiyi doğru kullanmayı öğrenmede aile çocuklara rol model olmalıdır. Bu aşamada aile bireyleri öncelikle teknoloji kullanım alışkanlıklarını kontrol etmelidir. Aile bireylerinin teknoloji bağımlısı olması çocukların da bu sorun ile karşı karşıya kalmasına neden olur. Çünkü çocuklar önce anne babalarını örnek alırlar. Ancak aileler çocuklarını internetten ve teknolojiden uzak tutmamalıdır. Bunun yerini internet kullanımını sınırlandırılmalıdır. Zaman sınırı, teknoloji bağımlılığını önler. Ayrıca aileler çocukları evin açık bölümlerinde bu cihazları kullanmaya teşvik etmelidir. İnternette çocukların artık erişemeyeceği birçok zararlı içerik vardır. Bu nedenle çocukların teknoloji bağımlılığını önlemek için aile gözetiminde internette gezmeleri gerekmektedir. Bunların yanı sıra teknoloji bağımlılığına depresyon ve kendini yetersiz hissetme gibi durumlar da neden olabildiği için, bu belirtilerin olması durumunda profesyonel bir psikologdan çocuk danışmanlığı desteği almak gerekir.

Çocuk ve Ergen Danışmanlığı Nedir?

Çocuk ve Ergen Danışmanlığı Nedir?

Büyüdükçe duygusal, psikolojik veya davranışsal sorunları olan çocuk ve ergenler için çocuk ve ergen danışmanlığı hizmeti alınmaktadır. Bu hizmet, bu sorunların altında yatan ruh sağlığı sorunlarına odaklanmaktadır. Danışmanlar ayrıca düzenli seanslar yoluyla ebeveyn farkındalığını artırmaya yardımcı olmak için ebeveynler ile birlikte çalışırlar. Çocuklarla ve ergenlerle bireysel danışma, çocukları/ergenleri sosyal ve duygusal olarak güçlendirmeyi, gelişim becerilerini geliştirmeyi, yaşanan sorunları yaşa ve gelişime uygun şekilde, aile ve arkadaşlarla aşmayı amaçlar. Çocukluk ve ergenlik, fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimin hızlı olduğu dönemlerdir. Çocuk ve ergen psikiyatrisinde bir sorun olması durumunda anında müdahale, çocuk ve ergen psikiyatrisinin gelişimi sırasında engellerin oluşmasını engelleyebilir ve istenilen çerçevede gelişimin sürekliliğini sağlayabilir.

Çocuk ve Ergen Danışmanlığı Hizmetleri

Çocuk ve ergen danışmanı, birçok sorunu anlamanız, çözmeniz ve ortadan kaldırmanız için size uzmanlıklarıyla destek olur. Seans konuları kişiye özel belirlenir. Özellikle çocuk ve ergen danışmanlığı için seanslar öne çıkan konular çocuklar ve ergenler için aşağıdaki şekildedir:

  • Yatak ıslak
  • Ayrılık kaygısı
  • Gelişim bozukluğu
  • Öğrenme bozukluğu
  • DEBH
  • Korku
  • Saldırı
  • Kardeşlik sorunu
  • Öfke kontrolü
  • Okula uyum sorunu
  • Sosyal kaygı
  • Kompulsif düşünme ve davranış bozukluğu
  • Kaygı
  • Bağımlılık
  • Kendine zarar verme
  • Sınav kaygısı
  • Öz saygı sorunları

Çocuk ve Ergen Danışmanlığı Faydaları

Gelecekte aileleri ile sürekli iç içe olan çocuklar dış çevre ile vakit geçirmeye başlayacak ve ergenliğe ulaştıklarında normal düzenleri değişmeye başladığından daha özgüvenli hareket edebileceklerdir. Ancak karşılaştıkları çeşitli sosyal ortamlardan dolayı yanlış tutumlar geliştirebilirler. Ailenin bu zamanlara karşı duyarlı olması gerekir. Yanlış tutum, çocuğu dış ortama daha da itebilir ve zarara neden olabilir. Çocuk ve ergen psikolojisi, ayrıntılı ve farklı konu alanlarına sahip bir psikoloji dalıdır. Bu süreçte çocuklar çeşitli sorunlar yaşarlar. Bazı ebeveynler, çocuklarının dış çevreleri ve ailelerine karşı tutumları nedeniyle çocukları ve ergenleri için danışmanlığa ihtiyaç duyarken, diğerleri antisosyal ilerleme eksikliği nedeniyle yardım ararlar. Ailelerin sorunlarının farkında olmaları ve her durumda ilerleme kaydetmeleri gerekir. Bu nedenle çocuk ve ergenler için verilen psikolojik destek hizmeti çok önemlidir. Bu destek hem çocuğun sorunlarını, sorunların nedenlerini hem de aile bilincini içerir. Böylece çocuklar ve ergenler sorunları hakkında yeni şeyler öğrenip buna göre davranmaya başladıkça, ebeveynler de bunların farkına varır ve yapıcı davranmaya başlar. Ailelerin çocukluk veya ergenlik döneminde çocuklarının sorunlarının farkında olmaları önemlidir. Aileler ve çocuklar için sorunu erken, yani sorun çok ilerlemeden fark edip, çözüm bulmak için harekete geçmeleri en sağlıklısıdır. Çocuk ve ergenlerin sorunlarının fark edilmesi, gelecekte çocukların ruhsal olarak da sağlıklı olmasına yardımcı olur. Bu konuda yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, çocuk ve ergen danışmanlığı hizmeti almanız önemlidir.